Bursa'da inşaatı başlayan ve 2015 yılında tamamlanması planlanan Nilüfer Ticaret Merkezi Camii, üzerine konulacak enerjipanelleri, hava ve su ısıtan kolektörleri, minarelere yerleştirilecek düşey eksenli rüzgar türbinleri ve biriktireceği yağmur vekar suları ile enerji ve su ihtiyacını karşılayacak. Proje Koordinatörü Yüksek Mimar Çelik Erengezgin, bu projenin dünyada ilk olacağını ve yapılara da örnek teşkil edeceğini söyledi.
Türkiye'nin ithalatında en büyük kalemlerinden birisi olanenerji alanında, dışa bağımlılığı azaltmak için yapılan çalışmalar devam ederken alternatif enerji kaynaklarına ağırlık veriliyor.
Alternatif enerji kaynaklarının kullanımı ile ilgili birçok projesi ve uygulaması bulunan Yüksek Mimar Çelik Erengezgin, Bursa'da geçtiğimiz Aralık ayında imzası bulunan Modül GüneşEvi'nden sonra Nilüfer Ticaret Merkezi Camii'nin de kendi enerjisini kendisi üretecek şekilde yapılması için proje hazırladı.
Deprem güvenliğine önem verilen cami inşaatında, alternatifenerji kaynaklarını kullanılacağını açıklayan Erengezgin, cami çatısına konacak enerji panelleri ile elde edilecek elektrik fazlasının, devlete satılabileceğine işaret etti. Cami inşaatlarının da artık günümüz teknolojisi ile yapılması gerektiğini hatırlatan Erengezgin şöyle devam etti:
"Camiler nereye bakıyor?' Kıbleye. Kıble ise güneyi gösterir. Yani güneşten bol miktarda yararlanmak mümkün. 'Hangi cami, mimarisi ile güneşi kullanıyor?' Hiçbiri. Minareler yükseldikçe rüzgar hızı artıyor. 'Hangi cami rüzgarı kullanıyor?' Hiçbiri. Kubbesine, çevresine yağmur yağıyor yıl boyu. 'Hangi cami bu suyu değerlendiriyor ?' Yine hiçbiri. İşte size üç temel nimet. Biz ise üçünede arkamızı dönüyoruz. Buradaki cami üzerine toplam 120 kilovatlık panel konulacak. Caminin ihtiyacı ise 50 kilovat. Devlet muhteşem bir kanun çıkardı 'Fazla enerjinizi 1 liraya alır, 1 liraya satarım' diye. Yani artan elektrik devlete satılabilecek. Üste para kazanılabilecek. Camiyi inşa ederken, ilk olarak imamın maaşı çıktı diye sevinmiştik. Ancak şimdi 3 katı fazla enerji elde etme gibi bir olanağımız bulunuyor. Kendini idame ettiren, ne olursa olsun devletten ve cemaatten 5 kuruş para talep etmeyen, Diyanet'e de vatandaşa da yük olmayan muhteşem bir model ortaya çıkacak. 8 - 10 sene içinde cami kendi yapısını bile amorti edebilecek gelire sahip olabilecek."
"Hiçbir kilise, havra, ibadet merkezinde bu uygulama yok"
Minarelerin 70 metre yükseklikte olacağını ifade eden Erengezgin, bunlara da iki adet düşey eksenli rüzgar türbini yerleştirilerek, alternatif bir kaynak daha oluşturulacağını kaydetti. Ayrıca, sabit elektronik mahyası ile de caminin bir ilk olacağını söyleyen Erengezgin, burada hava durumu dahil gerekli yaşamsal bilgiler ve İslami öğütlerin yıl boyu yayınlanacağını söyledi. Erengezgin, "Güneşi, rüzgarı ve yağmuru kullanabilen yani kendi enerjisini üretebilen ilk cami olacak dünyada. Enerji ve ekoloji ile ilgili, hiçbir kilise, havra, ibadet merkezinde bu uygulama yok" diye konuştu.
Erengezgin, caminin 4 bin 600 kişi kapasiteli olacağını belirterek, yapı içinde bir aşevi ve dışa açık banyo ünitesinin de bulunduğunu da ifade etti.
"Cep telefonlarını da şarj edebilirler"
Konuyu Diyanet İşleri Başkanlığı'nda paylaştığını ve olumlu tepki aldığını da belirten Erengezgin, camideki insanların hareketlerinden oluşacak titreşimlerle elde edilecek titreşim enerjisinin elektriğe çevrilerek depolanabileceğini söyledi. Erengezgin, bu enerjinin cep telefonlarının şarj edilmesi için değerlendirebileceğini kaydederek, bu konuda da bir Ar-Ge Projesi başlattıklarını ekledi.
"Tüm özel ve kamu kurumlarına örnek olabilir"
Bu projenin kamu kurumlarına da örnek olabileceğini dile getiren Erengezgin, Anadolu Ajansı'nın Ankara'da devlet arşivinin saklanacağı bir binası ile TBMM Genel Sekreterliği tarafından talep edilen sosyal tesis projesi için de çalışmasının bulunduğunu söyledi.
Erengezgin, ilerleyen süreçte tüm kamu ve özel kurumlarda bu kaynakların kullanılabileceğini belirtip, bu projenin fantazi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini açıkladı.
teknolojidunya.blogspot.com
0 yorum:
Yorum Gönder